SEÇİME GİDERKEN AKLIMIZDA TUTMAMIZ GEREKENLER!

Ak Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı Mustafa Mican hızla yaklaşan ve günden güne hararetli gelişmelere sahne olan 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Uzun yıllardır siyasetin farklı alanlarında üstlendiği görevlerle başarılı bir grafik çizen, ülke, bölge ve dünya siyasetine hakim olmasıyla, geniş müktesebatıyla, isabetli tespitleriyle tanınan ve bilinen, kucaklayıcı şahsiyetiyle herkes tarafından sayılan ve sevilen ve İstanbul’daki hemşehrilerinin yoğun teveccühüyle Ak Parti İstanbul 1. Bölgeden Milletvekili aday adayı olan Mustafa Mican oldukça kritik diye ifade ettiği seçimlerle ilgili  şu şekilde konuştu;

SEÇİME GİDERKEN AKLIMIZDA TUTMAMIZ GEREKENLER!

Cumhuriyetimizin 100. yılında 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimlerine gidiyoruz.

Sistem değişikliğinden sonra gerçekleşecek olan ikinci seçim olacak.

Cumhurbaşkanlığı sistemi daha yeni olmasına rağmen ne kadar hızlı hareket kabiliyeti olan, bürokrasideki tıkanıklığı ortadan kaldırabilen, gelişmelere anında müdahale ederek pozisyon alabilen, genel ve bölgesel stratejik konjonktürel gelişmeleri yönetebilecek yetkili ve güçlü kadrolu bir liderlik sistemi olduğunu gördük.

Cumhurbaşkanlığı sistemini kabul etmeyip eski parlamenter sisteme geçmek isteyen siyasi partilerin yanyana gelerek nasıl uzlaşamadıklarını, anlaşamadıklarını ve belli olmasına rağmen aday açıklayamayarak içerideki kavgalarının dışa vurmadan bir yıl nasıl idare edebildiklerini, sonuçta yaka paça ağır ithamlarla birbirlerine girdiklerini şaşkınlıkla müşahade ettik.

Kısacası parlamenter sisteme dönersek yaşayabileceğimiz yönetim zaafiyeti ve kargaşasının özetini canlı olarak izledik.

Parlamenter sistem talebinden daha bariz başka söylemi olmayan Millet ittifakı güç bela ve metazori yoluyla adaylarını açıkladılar.

Her geçen gün millet ittifakının gizlediği yol haritası ve gerçekler legal söylemlerle tek tek ortaya çıkmaktadır.

İttifakın adı millet olan fakat küresel çetenin kurguladığı ve fonladığı, terör örgütleri ile yıkıcı mihrakların desteklediği süslü, sözlü yalanlarla milleti aldatma ekibinden olan ve ömrü milletle mücadeleyle geçmiş bir iradenin ürünü milletten destek ve yetki istemektedir.

Ülkemize ve milletimize yıllarca eziyet etmiş ne kadar terör örgütü varsa ittifakla ve yüksek sesle bağırarak destek verdikleri yıkım ekibi millet ittifakına,
Ülkücü, İslamcı, Atatürkçü ve vatansever geçinen bazı kesimlerin siyasi mülahazalarla veya kişisel ihtiraslarla ezile büzüle destek verme gayretinde olduklarını görünce, 12 eylüllerin, 28 şubatların derin yaralarını hatırlayarak utanıyoruz…

PKK’nın Kandil’deki katilleri, meclisteki uzantıları, basındaki kalemşörleri ve sözcüleri ile piyasadaki fiyat provokatörleri koro halinde iş başında saldırıyorlar.

Fetönün yurtdışındaki firari aktörleriyle içerideki gizli maşaları aynı dille saldırmaya devam ediyorlar.

Ne kadar legal-illegal sol terör örgütü ve bileşenleri varsa yıkım için ve Anadolu insanını tarihe gömmek için kol kola girmiş haykırıyorlar.

LGBT denilen batı destekli sapkın örgüt kendi tarzlarıyla Aziz Milletimizi Millet yapan inanç, ahlak ve milli değerleriyle alay ederek değiştireceğiz diye var gücüyle mücadele ediyor.

Yabancı istihbarat elemanları, medya mensupları, ekonomi baronları, reklam şirketleri hep beraber el birliği yaparak maskeli ve süslü sözlerle gençliği kandırmaya ve aldatmaya devam ediyor.

Bu kadar hain, yıkıcı, bölücü ve karanlık odakların bir araya gelerek sözcülerine ağzından salya saçarak “sizin yüz yıllık cumhuriyetinizi 14 Mayıs’da yıkacağız,” diye haykırtan mekanizma karşısında, tek kaygısı devletin ebed müddet varlığı ve Milletimizin güçlü geleceği olan Ülkücü camia ne alemde !!!???

Cevabını size ve aziz şehitlerimizin acısını hala yüreklerinde hisseden, sevdasından zerre kadar ödün vermemiş, nizamı alem ve kızılelma mefkûresi yolunda her türlü siyasi dalgalanmaların karşısında yürekli ve onurlu ülküdaşlarıma bırakıyorum.

Belki farklı partilerde olabiliriz, birbirimizden uzaklaşmış olabiliriz, aramıza olmaması gereken siyasi farklılıklar girmiş olabilir, Ülkemizin ve Milletimizin birliği, bütünlüğü ve bekası için tek cephede toplanmak cesareti, feraseti ve sorumluluğunda olduğumuz inancı ve kararlılığındayım.

14 Mayıs seçimlerini Müslüman Türk Milletinin Anadolu coğrafyasındaki varoluş mücadelesi olarak telakki etmemiz gerektiği ve Kurtuluş Savaşı kadar önemli ve kritik olduğu inancındayım.

Belki hamaset yaptığımı düşünebilirsiniz.
Lütfen istirham ediyorum; terörün, teröristin, hainlerin, bölücülerin ülkemizde her dönemde vura vura hangi güce ulaştığını iyi inceleyin.

Bu kritik süreçte duygusallığa ve siyasi gerekçelerle ayrı düşmeye gerek yok.

Evet bir olacağız ve güçlenerek var olacağız.!!

Cennet mekan Başbuğ Alparslan Türkeş ve Şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun siyasi mefkûresi Aziz Milletimizin, Türk İslam Dünyasının ve mazlum milletlerin güçlü geleceğinin tesisi ve huzurudur.

Bu kutlu mefkûrenin yürekli mensupları, küresel çetenin ve emperyalist güçlerin ülkemiz ve coğrafyamız üzerindeki emellerini engelleyen en güçlü siyasi ideolojidir.

Peki biz bu iki liderin yol arkadaşları, Ülküdaşları ve Alperenleri olarak Ülkemizin kaderinin belirlendiği bu seçimde ideallerimizin, Ülkülerimizin gerektiği tarafta mı duracağız yoksa hain, zalim, küresel çetenin çirkef ajanlarının safında mı duracağız…???