7.05.2021 21:15:32

Kürşat MİCAN

Bilindiği üzere düşman düşmanını yenmek için onu en iyi nereden vuracağını, en büyük tahribatı neresinden aldıracağını, yani yumuşak karnının neresi olduğunu ince ince hesaplar.  Fırsatını bulduğu anda da hamlesini yapar..

 

Asırlar boyunca İslam düşmanları  Türk- İslam alemini yok etmek için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Cephede boğaz boğaza alt edemediği, devamlı surette yenildiği Türk İslam devletlerini yenebilmek için  her türlü oyuna, desiseye ve hileye başvurdular. Nihai olarak anladılar ki maneviyatlarını yok etmeden Müslümanları yok etmek, zayıflatmak imkansız. Bu sefer içlerine soktukları  iyi yetişmiş ajanlarla, devşirdikleri , satın aldıkları  gayet ucuz kuklalarla manevi dinamikleri önce zayıflatmanın sonra topyekun yıkmanın yolunu tuttular.

 

Bunun en canlı misali Osmanlı İmparatorluğudur. Osmanlı İmparatorluğu dışardan değil,  içerden yıkılmıştır. Zira her ağacın kurdu kendi içinden olur. 
Dört yüz çadırdan kocaman bir imparatorluğa dönüşen Osmanlı Devleti; maneviyatına, mukaddesatına, aile bağlarına ve içtimai hayattaki nizama ve intizama bağlı kaldıkça güçlenmiş, içerden ve dışardan hain mihrakların uzun yıllar boyu  verdiği uğraş neticesinde bağlı olduğu değerlerden uzaklaştıkça kaybetmiş ve nihayetinde yıkılıp, tarih sahnesinden çekilmiştir.

 

Şimdi bu kutlu topraklarda Osmanlı bakiyesi olarak devam eden Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz de aynı makus kadere sürüklenmek istenmektedir. İçerden ve dışardan durmadan dinlenmeden saldıran küfrün orduları bu topraklarda tek bir Ehl-i sünnet Müslüman kalmayıncaya dek mücadelesine devam edecektir. 

 

Ve batıl yolda olmalarına karşın maalesef onlardaki çalışma azmi, davalarına sadakat, gayret ve adanmışlık hak yolun yolcuları olan Müslüman milletlerde yok. Bu durum içler acısı bir manzaradır. Eshab-ı Kiram efendilerimiz hak yolu anlatabilmek, İslam’ı tüm dünyaya yayabilmek  için memleketlerini, evlerini, konfor alanlarını terk ettiler. Ve çoğu da bir daha geri dönemeyip, gittikleri yerlerde ahirete irtihal ettiler. 

 

Derin bir teessürle görmekteyiz ki İslam Alemi elinde büyük bir cevher olmasına rağmen bundan faydalanamamakta, atalarının mukaddes yolundan sapmakta, Batının kültürel potasında eriyerek her gün kendi özünden biraz daha uzaklaşmaktadır. Popüler kültürler maneviyattan uzak materyalist  felsefesini yeni nesillerimize ilmek ilmek işlemekte,  kadınımızı ve aile yapımızı zehirli argümanlarıyla hızla bozmakta, toplumumuzu geri dönülmez, telafi edilmez maceralara atmaktadır. 

 

Bu gidişat asla hayra alamet değildir. Aile, toplumun en küçük fakat en mühim yapı taşıdır. Batının Türk İslam alemini çökertmek için yüzyıllardır göz diktiği aile yapımızı  en birincil güvenlik sorunumuz olarak görmeli ve bir an evvel korumaya almalıyız. Aile yapımızı bozmaya yönelik her türlü  girişimi devletimizin temeline yerleştirilmiş dinamitler olarak görmeliyiz.

                                  

İvedilikle Milli Eğitimimizi hakikaten millileştirmeli, uyduruk tarih kitaplarının, kültür ve medeniyet hırsızlarının elinden kurtarmalıyız. Bin yıllık görkemli tarihimizin ışığında yeni nesillere tarihimizin, medeniyetimizin, bizi bin yıldır bir arada tutan sosyal ve kültürel yapımızın, mukaddesatımızın tüm kodlarını öğretmeli ve taze dimağlarını bilinçlendirmeliyiz.

 

Bizim ülkemizde bizimle alakasız yayın yapan, gençlerimizi, kadınlarımızı, kızlarımızı bozmaya yönelik bol argüman barındıran dizileri, filmleri, programları engellemeli, medyamızı baskın kültürlerin etkisinden kurtarmalı, kendi kültürümüzü aktaran yayınları desteklemeliyiz.

 

Tüm STK’lar bu mühim konuda işbirliği yapmalı, daha fazla  inisiyatif almalı, aileyi materyalizmin, hedonizmin ve egoizmin  cenderesinden çıkarmanın formülleri aranmalıdır. 

Ailemizi kurtarmak ve bozulumdan korumak en önemli beka meselesidir.

 

Zira ahlaken çöken aileler ve  toplumlar iflah olmaz sıkıntılara düşer, milleti bir arada tutan tüm sağlam bağlar gevşer. Dolayısıyla önce millet sonra da devlet çözülür. İş işten geçmeden ivedilikle Kutsal Aile Birimimize sahip çıkmalıyız!

 

Yüce Allah  bizleri asırlar boyu ümmet-i İslam’a sancaktarlık yapmış, Din-i Mübin’e hizmet etmiş şanlı ecdadımızın yolundan ayırmasın, onlara layık torunlar olmamızı ve izlerinden giderek büyük hizmetler yapmamızı nasip buyursun.

 


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.