22.04.2021 16:21:13

Murat VARÇIN

İnsan, dünyaya indirildiği ilk günden beri Rabbinin kusursuz yaratma sanatının içinde emek harcamış, alın terini verip rızkını dilemiştir.

 

İnsanın ömrüne imza, iz olmuş; bedenine güç, hastalığına deva, takaslarına değer, nasibine ulaşmak için feda edilen hedef olmuştur tarım. Kıymetinden birçok bilim ve ilim bir araya gelmiş insana dönmüştür. Hep gökleri izlemiş, Levh-i Mahfuz’un değişen şartların rızklarına etkileri takip etmiş, Bayrağımızı da süsleyen Ay'i önder almış onun takvimine göre ekmişler, dikmişler ve hasat etmişler.

 

Sofra bezi kadar farklı bulut gördüklerinde tüm yurtlarını göçürerek selden kurtulmayı da bilmiş insanlık. Hayat üniversitesi insanlığı bakmış ki ay karanlık dönemde dikilen sarımsak az kokuyor; buğday Süreyya yıldızı batınca Teşrin-i Saninün 12. Günü ekilirse çok kardeşleniyor, verimli; zeytin aşılaması Nesri Esayir (Alpha Aquild) denilen yıldızın temmuz başından doğana kadar zamanda aşılanırsa bol verimli olduğunu; dikilen soğanın ayın Zühre (Venüs) yıldızına en yakın ışıklı zamanında dikildiğinde tatlı olduğunu; hurma dikilirken Güneş ile Jüpiter karşı karşıya olursa bol meyveli olduğunu; üzüm, Güneş koç burcuna girince dikilirse çok verimli olduğunu; zeytinin Güneşin balık burcunun ikinci yarısında doğusunda boğa burcu olana kadar zamanda dikimlerde bol verimli olduğunu; zeytinde en uçtan geriye 2. Yaprak buruşmuş ise o yıl az verim olacağını; meyvelerin bol sulu ve tatlı olması için kaynamış su ay aydınlık dönemde ağaç dibine dökerek dallara serperek arttırılabildiğini, köklendirmek için alınan çeliklerin ağacın güney cephesinden alınanların zayi olmadan köklendiğini; üzüm ve buğdaya eşek hıyarını suda döverek suyunu serpince bol verim sağladığını; mars döneminde öldü sanılan ağaç koç burcuna geçerken tekrar canlandığını; H. sümbülünü inek gübresi ile 21 gün ağacın dibine gömdükten sonra çıkarttığı karışımı güneşte kurutup ağaç diplerine serdiklerinde o ağaçtan 3 yılda alacakları verimi aldıklarını; hava sıcakta aksam sulama soğuk mevsimde sabah sulama yaptıkları zaman hasta olmadığını tecrübe ede ede öğrenmişlerdi.

 

Astroloji, kozmoğrafya, fizik, biyoloji, kimya, matematik ve genetik bilimlerinin hepsini toprağa karıştırmış; ziraat etmiş, rızkını çıkartıp buda benim tari-m demiş. Yani benim tazelerim taravetlilerim demiş. Fakat kıymeti de hiç bilinmemiş. Giyim kuşamına, ellerindeki çatlaklara ve nasır izlerine burun kıvrılırken, yetiştirdiklerinin ise en iyisin8 seçme yarışına girilmiştir.

 

Ama yeter artık!!

Milletin efendilerinin hakları korunmalı, ziraat ile uğraşmak, tarım yapmak meslek haline getirilmelidir. Günümüz teknik teknolojileri ile üretim teknikleri konusunda eğitim almış bilgili üreticiler; hem alaylı hem teknik eğitim sonunda daha kaliteli daha verimli ürünler yetiştirerek iyi beslenmiş geleceği doğru şekillendirecektir.

 

Çünkü insan, sağlıklı yaşamak için doğru besin almalı, yeterli ve mizacımıza göre beslenmeliyiz. Genetik olarak anneden gelen damarımız ile salgı bezlerimizin işleyişi sonucunda oluşan görünüşü beslenmemiz etkiliyor. Halkarasında da hamile kadın ciğer yer ve vücuduna dokunursa bebekte bordo iz; elma yerse yanakları kırmızı; ayva yerse gamzeli; kiraz, vişne yerse vücut benli olur diye tecrübe edilmiştir. Bu da bize ne yersek o olduğumuzu gösterir.

 

Bunun yanı sıra besin değeri yüksek gıda tüketirse hızlı gelişen tokluk hissinden dolayı insan çabuk doyar ve sağlıklı yaşamaya devam eder.

 

Bizi biz yapan tarım kavramı insanlık için o kadar önemli haldeki kıyamet depoları tedbirleri almaya kadar varmıştır. Petrol savaşları yapan güçler artık ülkelerin tohum depolarını da işgal ederek ata tohumlarını ellerinden alıyorlar kısır tohumlar ile kendilerine bağımlı yapıyorlar. Demokrasi tohumları ekmek için oradayız cümlesinde herşey beyan edilmektedir.

 

Adem oğlu nefes aldığı sürece tarım var olacaktır. Tarımsal değerlerimize sahip çıkmalıyız.


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.