Konuşmak iletişim kurmak insanın en önemli gereksinimlerindendir. Çocukken baslarız eeeee agucuk gibi anlamsız cümlelerle isteklerimizi beklentilerimizi anne babamıza söylemeye çalıştık.

Ya bitkiler onlar dilleri yok.Acım ben suyum yok. Güneş yakıyorbeni.Böcekler ısırıyor kanımı emiyor. Düşman otlar yemeğimi çalıyor diyemiyor.Peki nediyor? Nasıl diyor?Tipik yaprak hareketleriile,renk değişikliğiyle, buruşmalar yaparak,ölmeler yaparak bize isteklerini bildiriyorlar.

 Bitkinin üst kısmında tepelerine yakın yaprakların kenar kısımları yanık bir şekilde aşağıdoğru kaşıklaması paraşüt gibi şekil alması bize bu bitkinin (ca)kalsiyum ihtiyacı olduğunu gösterir. Kalsiyum bitkide hareketsiz bir elementtir. Sadece ay aydınlık dönemde çekim kuvveti ve kökte sentezlenen bitkisel bileşiklerin yardımı ile tepeye taşınırlar.

Bazende bitkiler bize küser yapraklarını gövdelerine doğru indirirler, mahsunlaşırlar. Yaprak kenarlarını yukarıya doğru kaşık şeklinde belirtiler bitkinin tepe kısmında oluşur ve soluk buruşmuş yaprak  halde ise (cu)bakır noksanlığıdır. Eğer alt yapraklar sert kırılgan ve benekli sarı renkli ise (mg) magnezyum noksanlığıdır.

Bütün bunlar olurken alt yaprakların uçları aşağı doğru biçimde kıvrılırsa menekşe renk oluşursa(p) fosfor noksanlığıdır. Alt yapraklar kenarları yukarı doğru kaşıklar ise (k) potasyum noksanlığından kaynaklanmaktadır.

Bitkiler normalden gevrek kırılgan bir hal almasına (B) bor noksanlığı sebep olurken bu noksanlığın giderilesi için kökten uygulamalar yapılırsa 3 saat içinde kök çalışma hızı yavaşlar 24. Saatte tamamen uyku moduna geçer meyveler dökülür. 24. Saatte aynı dozda tekrar bor uygulaması yapılırsa kök çalışması normalden hızlanarak verim artışı sağlar.

Bitki üzerinde tüylülük artar ve meyveler küçük kalıyorsa çinkosuz olmaz diyor bitkiniz. Çünkü çinko bütün reaksiyonları başlatan bir elementtir. Meyve ve sebzede potasyum noksanlığına bağlı altın tozu gibi belirtiler vardır. Domateste altın renkte sim dökülmüş gibi meyve kabuğu altında kalsiyum okzalat tanecikleri birikir. Potasyum bitkinin sofrasının ekmeği gibidir.

Dua eden, yapraklarını gökyüzüne uzatmış bitki görürseniz ‘’Allahım bana azot verirse ona bol bol ürün vereceğim’’ der.

Su bildiğimiz üzere en küçük canlı organizmadan en büyük canlı varlığa kadar, bütün biyolojik yaşam için hayati öneme sahiptir. Dünyadaki suyunyaklaşık 0.3′ü kullanılabilir ve içilebilir özelliktedir.Su buharlaştığında etraftan ısı çekilir; tersi durumda da dışarıya ısı verilir. Bu durum suyun gizli ısısı ve termal kapasitesinin diğer sıvılardan yüksek olmasından kaynaklanır. Denizlerin karalardan geç ısınıp geç soğumasının sebebi de budur. Teknik anlamda gece gündüz sıcaklık farkı su buharının az olduğu yerlerde yüksek olmasından dolayı toprak çölleşir tarımsal üretim ve kalitesi düşmektedir. Çünkü nem; bitkilerin büyüme ve gelişmelerine, verimlerine, ürün kalitesine, sulama miktarını belirlenmesine tozlanmaya, meyve tutumuna, terlemeye ve buharlaşmaya etkisi tartışma götürmez bir gerçektir.

Bitkiler için gerekli nem 50 nin altına inerse bitki bünyesinden terleme ile su kaybı miktarı artacağından büyüme ve gelişme azalır, meyveler buruşuk hal alır, meyve içleri boşluklu pof olur, lif oranı artar, tadı ve aroması  azalır, çiçeklerin döllenme zamanında dişicik tepesinin nemi azalacağından polenler yapışamaz ve döllenemediğinden meyve dökülürverim düşer.

Yani rabbimiz öyle özene bezene yaratmış ki her bir fazla yada düşük olan şartların sonucunda farklı farklı belirtiler bize dili olmayan bitkilerle konuşma imkanı sunmuştur.

Bitkilerinizle konuşun aç mı? Susuz mu? Sorun. Kendimiz bir öğünü bile geçirmezken onları aç susuz bırakmayınız. İçinde bulunduğumuz oruç ayında onları daha iyi anlarız sanırım.

Hepimize hayırlı ramazanlar saygılarımla.