8.10.2020 11:01:45

Aynur YAVUZ

CANIM ABİM'E 


Baba yarım gölgesinde huzur bulduğum, ailemizin kalesi koca çınar abim....
Duydum ki yüzyılın vebası Covit sana da uğramış.
Lakin bilmiyor ki sert kayaya toslamış.
Bilsey di eğer senin ne kadar mücadeleci, azimli, fedakar, korumacı olduğunu sana uğrarmıydı hiç?
Sen ki! Hayata çocuk yaşta atılmış, rahmetli annem ile sırt sırta vererek ailemize kol kanat germişsin. 
Çocukken hayal meyal hatırlıyorum. 


Tütün tarlasında at, eşek arabaların üzerine sarılı bidonlarla, elinde tahta saplı teneke ile su doldurduğunu. 
Boyun yetmezdi de tenekeden ki suların yarısı üzerine dökülürdü. 
Gün ışıyana kadar tarlada çalışır, sonrasında koşar adımlarla çırak olarak çalıştığın kaportacı dükkanına gelirdin. 
Ufacık bedenin, kocaman tütün sepetlerinin altında ezilir, yine de halinden şikayet etmezdin. 

 

Ne tarafa baksam; hatıralarım da hep sen varsın. 
İlk okula kayıt için sen götürmüştün ya  beni. Mehmet Paşa ilkokulun da kayıt yapan öğretmen;  "Kimliğinde ki yaşından daha küçük bu kız. Sağlık ocağı doktorun'dan rapor getirin" demişti de elimden tutup yola revan olmuştuk. 
Okul ile sağlık ocağı yolu ne kadar uzun gelmişti bana. 
Sırtına almıştın beni yorulduğumda. Tıpkı gözlerim iltihaplandığında, güneşe bakamadığım günlerde, üzerime örtü örtüp beni sırtında gezdirdiğin gibi... 

 

Baba yarım, gölgesini daima üzerimde hissettiğim, varlığından güç aldığım canım abim... 
Evlenip yuvadan uçtuğumda bile varlığı ile üzerime gölge olan, her başımız sıkıştığında sığınacak liman olan abim.. 

 

Hiç unutmam! . 
Eşim, sevdiceğim hayat arkadaşım ile birlikte, yıllarca inancımızdan dolayı maruz kaldığımız  "Başörtü" zulmünde de yine en büyük desteği senden görmüştük. 
"Sakın pes etmeyin! . İnancınızdan, böşürtünden taviz vermeyin! .
İşte ev, işte bir tas çorba bölüşür yeriz" demiştin. 
Eşim ve ben ne kadar duygulanmıştık. 
Rızkı veren Allah (c.c) elbette bir kapıyı kaparsa diğerini açar (amenna, Saddakna) elbette biliyorduk. 
Eşim örnek bir eş ve örnek bir aile babası olarak, pazar yerlerinde limon satarak  bizi geçindireceğini, namerde muhtaç etmeyeceğini, bilmemize rağmen senin moral veren konuşman bize dayanma gücü vermiş, eşim türlü olumsuzluklara rağmen Rabbim'in izni ve inayeti ile TSK dan emekli olmuştu. 

 

Baba yarım, karındaşım, elimden tutanım, varlığını ömür boyu yanımda hissettiğim abim...
Şimdi yine mücadele zamanı. 
Korona yı Rabbimizin izni ile inancın, azmin sayesinde atlattın. Şimdi sıra zatürre ile mücadele etmekte. 
Allahın izni ile onuda savaşarak alt edeceksin. 
Dayan abim bizler için dayan. Sevdiklerin için dayan... 

 

Üstad Bediüzzaman (ın) hastalar risalesindeki yirmi beşinci lem'anın  ikinci devası ile yazımı bitiriyorum. 

Ey sabırsız hasta! Sabret belki şükret. Senin bu hastalığın, ömür dakikalarını birer saat ibadet hükmüne getirebilir.

Çünkü ibadet iki kısımdır. Biri, müsbet ibadettir ki namaz, niyaz gibi malûm ibadetlerdir. Diğeri, menfî ibadetlerdir ki hastalıklar, musibetler vasıtasıyla musibetzede; aczini, zaafını hisseder. Hâlık-ı Rahîm’ine iltica eder, yalvarır. Hâlis, riyasız, manevî bir ibadete mazhar olur.

 

Evet, hastalıkla geçen bir ömür, Allah’tan şekva etmemek şartıyla, mü’min için ibadet sayıldığına rivayat-ı sahiha vardır. Hattâ bazı sâbir ve şâkir hastaların bir dakikalık hastalığı, bir saat ibadet hükmüne geçtiği ve bazı kâmillerin bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçtiği, rivayet-i sahiha ve keşfiyat-ı sadıka ile sabittir.

 

Senin bir dakika ömrünü, bin dakika hükmüne getirip sana uzun ömrü kazandıran hastalıktan teşekki değil, teşekkür et.

Rabbim ; senin indinde bütün hastalara Şafi isminin hürmetine şifalar versin. 

 

Dualarımızda, kalbimizde, gönlümüzdesin.... 
Bayram EKE
Selam ve dua ile 


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.