Merhaba değerli okurlarımız…

Malumunuz yerel seçime artık sayılı günler kaldı.Ortalık toz duman

Aday adayları kendi çaplarında kulis yapıp  ve kendilerini tanıtmaya çalışıyorlar.

Öncelikle medeni cesaretlerinden dolayı bütün aday adaylarımızı

kutluyorum.Parti ayırmaksızın kolay iş değildir iyi bilirim,

hem nakitinizden hem de zamanınızdan kayıplarınız söz konusudur çünkü.

Takip ettiğim kadarıyla, bölgemiz bu konuda bayağı bereketli nerde ise…

Metre kareye ya bir aday adayı ya da bir STK başkanı düşüyor, bu sevindirici tabi.

Önümüzdeki günlerde adaylar açıklanacak ,yine oflamalar, poflamalar, bana haksızlık yapıldı

Sızlanmaları, filan bu hep böyle olmuştur bu güne kadar…

Yalnız anlamadığım bir şey var; karar vericiler  bu aday adaylarına mülakat yaptırıyor,

her nasılsa mülakat sonuçlarını sadece kendileri biliyor. Ben bu güne kadar onlarca mülakata

katıldım hiç bir mülakat sonucunun açıklandığı sandığın yanında olamadım.

Gerçekten siyasiler samimi olsalar, yani asıl mesele aday adaylarını bir süzgeçten geçirmeliler…

Mesela Belediye Başkan adayları, kaç kişi var diyelim on kişi. Bu arkadaşları bir salona topla,

Milli piyangoda olduğu gibi bölgenin noterini de yanında bulundur.

Aday adayının parasına, dayısına, boyuna, posuna, endamına ,karizmasına bakmadan beynine,

Maharetine, bilgisine bakmalı. Belediye Başkanları ve Meclis üyeleri hatta muhtarlar için 

en az elli soru hazırlanmalı. Tıpkı üniversite sınavlarında olduğu gibi sınava tabi tutulsalar.

Siyasette uzun yıllarını harcamış tecrübeli Belediye Başkanları’nın hazırlayacağı bu elli soru

Adaylara sorulmalı. Kim çok puan, kim mantıklı, inandırıcı cevaplar vermiş ise o aday gösterilmeli…

Adam; boş ver nasıl olsa öğrenir, dediğiniz zaman o bölgedeki yaşayanlar daha geç sorunlarına

çözüm bulabilecekleri kaçınılmazdır.

Hâlbuki zaman çok değerlidir, onların görevlerini öğrenip hizmet yapmalarını bekleyecek zamanımız

ne yazık ki yok...Kim liyakatli değil, bu şekilde daha net anlaşılamaz mı yani.

Bu önerimi dayısı ve parası olmayanlar kabul edeceklerdir. Ama parası dayısı olanların hiç hoşlarına

gitmeyeceğini adım gibi biliyorum.

1999 Yılında hasbel kader Belediye Meclis üyesi seçildim . Bağlı olduğum siyasi parti beni bıraktı gitti.

Yahu bana bu konuda ne yapmam gerektiğini, nerde nasıl karar verebileceğimi, haklarımın ne olduğunu kimse söylemedi. Laf aramızda bende tereddüt içindeydim…

Orası bir çay ocağı ya da cafe değil, Belediye Meclis salonu… Orda eski tecrübeli siyasilerin arasında

mahcup olmak, madara olmakta söz konusuydu.

Beyazıt ‘a gittim Belediye mevzuatı konusunda birçok kitap aldım, yaklaşık bir ay bu kitapları okudum.

En azından nerede nasıl konuşacağımı ya da konuşamayacağımı öğrendim.

Bir iki Meclis oturumundan sonra o eski tecrübeli siyasi arkadaşlarıma da bayağı fark atmıştım o dönemde.

Beni takip edenler de  teyit edeceklerdir.

Yani garp cephesinde değişen hiç bir şey olmayacak adaylar açıklanınca küsmeler hizip yapmalar yine olacak.

Aday adayıyken o gülen pozitif yaklaşan sanki sinirleri alınmış aday adayları fabrika ayarlarına dönüp yaşamlarına kaldığı yerden devam edecekler.

Köşem aracılığı ile siz değerli okurlarıma önerim şudur; Liyakat sahibi insanlara oy verin bu bir vebaldir…

Şövenist duygulardan arının, zaten bölgemizde başımıza ne geldiyse bu şövenistlerin yüzünden geldi.

Sevmediğin biri dahi olsa ama liyakat sahibi ise onu tercih edin.

Aksini yapar iseniz sadece siz ve sizin seçtiğiniz aday mutlu olur. Liyakat sahibi birisine tercihinizi kullanırsanız bölgemiz insanı mutlu olur. Egoistlik etmeyin lütfen!

Bu vesileyle bütün aday adaylarımızı tekrar kutluyor başarılar diliyorum.

Sağlıcakla kalın…