24.01.2019 16:10:47

Mehmet UZUN



Merhaba değerli okurlar

Ülkemizde her geçen gün insanımız birbirine ya düşman oluyor ya da düşman gibi bakıyor.
Bu her yerde böyle ne yazık ki…

Siyasette,
yolda otobüste,
minibüste,
apartmanda,
okulda…

Yani her yerde birbirine soğuk
ve ilgilisizler.

Örneğin; bir otobüse biniyorsunuz,
otobüs kalabalık, insanlar ayakta
belki bir beklide iki saat beraber
yolculuk ediyorsunuz. Birbirinizin adeta
nefes alıp verdiğini bile hissederken
yol boyunca; 
ya arkadaş kimsin, nereye gidiyorsun,
ne iş yapıyorsun, sıradan bir muhabbeti
beceremiyoruz…


Neden peki? Sosyolog filan değilim ama bir sorun
olduğu kesin ve her geçen günde iyice su yüzüne
çıkıyor.

Merhum Mehmet Akif’in dediği gibi;
“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”ın
her halde etkisi bu bence…

Belki de modern ve çağdaş denilen yaşamın
bir faturası olsa gerek bunlar.

Peki, sokakta böylede, evimizde komşumuzda nasıl

bir arkadaşınız veya bir komşunuz size geliyor,
misafiriniz oluyor, hoş beşten sonra televizyonun
karşısında hep birlikte susup televizyonun sunduğu
neyse onu seyrediyoruz. Zaten diziler bağımlılık yapmış
hepimize(ben diziyi sevmem, seyretmem)

sohbet yok olsa da oyuncuların uzun replikleri arasında
bir şeyler söylemeye çalışıyoruz…

Derken imdadımıza reklamlar yetişiyor, bunu fırsat bilip
süratle “eee sonra” diye başlıyoruz muhabbete… Reklam bittimi
kaldığımız yerden devam susmaya.

Bu böyle devam ediyor, nihayet misafir izin istiyor, tabi diyip
onu kapıya kadar geçiriyoruz. Misafir size “bakın bizde sizi
bekleriz” deyip evine gidiyor…

Siz gittiğinizde de aynı süreç yaşanıyor  ne yazık ki…

Şimdi 30 yıl öncesine dönelim; tek bir kanal var TRT 1
üçü beşi geçmeyen dizi adedi kendimize, arkadaşımıza,
dostumuza daha çok zaman ayırabiliyorduk… Daha içten
daha sıcak muhabbetler edebiliyorduk.

Büyüğümüze saygı, küçüğümüze sevgi vardı. Hani bir söz
dolaşıyor sosyal paylaşım sitelerinde, diyor ki orda;

“NE GÜZEL CAHİLDİK ESKİDEN”

modern yaşamla tanışmamış, televizyon denilen aptal kutusunun
gitmediği bir köye gidin, bakın neymiş insanlık, neymiş muhabbet,
neymiş insanı sevmek görün…

Her hangi bir kahveye girseniz herkes yerinden kalkar hoş geldin der..
Buyur eder seni ,dinler ve sana anlatır derdini.


Hatta gece kalmanız gerekirse evinde bile misafir eder, sizi
ağırlar, siz gidin İstanbul'un göbeğinde bu ilgi ve alakayı bulun,
zor bence mümkün değil bu…


Geçen yıl bir yardım derneği Başkanına sordular, dediler efendim
ülkemizde açlıktan ölen hiç bir insana rastladınız mı . Ben hemen
düşündüm dedim Anadolu'nun ücra köylerinde mutlaka açlıktan ölen 
olmuştur…

Dernek Başkanı cevapladı bu suali, dedi ki; açlıktan ölenlere  rastladık tabi
ama Anadolu’da değil İstanbul'da çünkü kimse kimsenin halini bilmiyor,
bir apartman dairesinde acından ölen insana rastladım

ama Anadolu'da bu yok çünkü herkes birbirini tanıyor eğer yoksa yiyeceği,
giyeceği bilindiğinden yardım ediliyor, bu konuda en şanssız yerle büyük
şehirler…

Dostlar, arkadaşlar bir merhabadan kaçmayalım, konuşalım, dinleyelim
yoksa sonumuz hiçte iyi olmayacak. Zor olsada denemeye değer bence…

Ben bu yazımı yazarken şeytan dürtüyor yine ne diyorsun diyorum
diyor ki :

Aptal gazeteci ,bütün bu saydıkların olmasa onlarca dizi, onlarca reklam,
futbol, müzik, magazin, erotizm ne olacak peki… İnsanlar düşünecekler
insanların düşünmesi kadar tehlikeli bir şey var mı, öyle olmasa
düşünce suçu diye bir suç olur muydu değil mi?
İnsanın düşünmesi ne demek işte ,asıl tehlike  burda  ,düşünmesinler
oyalansınlar ki eee dedim gerisini demedi oda korkmuş olmalı
her halde…

Saygılar,Sevgiler
 


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.