Ölmedi Katledilip Şehit Edildi:

            Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, mahkeme salonunda geçirdiği baygınlık sonrası hayatını kaybetti. Haberi duyduğum ilk andan itibaren bunun normal bir ölüm olmadığını sosyal medya hesaplarımda paylaşarak dile getirdim. Paylaşımlarımdan yaklaşık iki saat sonrada, Mısır Eski Cumhurbaşkanı adayı Eymen Nur’dan şüphelerimi doğrulayan açıklama geldi. Açıklamayı aynen aktarıyorum: Eymen Nur, Muhammed Mursi'nin katledildiğini söyledi. Nur, "Çok önemli bir dosttu. Çok uzun seneler onunla omuz omuza çalışma fırsatı buldum. Tutuklamalar döneminde de onun arkadaşı oldum. Beraberdik onunla. Muhammed Mursi katledildi, organize bir cinayete kurban gitti. Yavaş yavaş bir cinayet işlendi. 6 yıldır ailesi onunla görüşemedi, ilaçlarına ulaşım izni verilmedi. Özel doktoru ona ulaşamadı. Bundan bir ay önce, ayın 7'sinde bana yönelik bir cinayet söz konusu, beni öldürmek istiyorlar demişti."

            Mursi’nin vefatı, rahmetli Özal’ın vefatı gibi şaibeli bir şekilde gerçekleşmiş ve  maalesef ki adil bir yönetim gelene dek ‘’öldürülerek şehit edildiği’’ ortaya çıkmayacak!

            "Mısır'ın özgür halkına benden selam söyleyin. Onlara deyin ki; Mursi sonuna kadar direnecek! Dinimi dünyalığa satmayacağım!" demişti ve satmadı da... RAHMETULLAHİALEYH

            Ekrem İmamoğlu Ordu Vakası:

            Binalı Yıldırım’ın, çıktığı ortak yayında ordu valisine hakaret (Küfür) ettiniz mi? sorusana cevap veren Ekrem İmamoğlu, yine hakaret etmediğini savundu. Hâlbuki ham görüntülere bakıldığında hakaret ettiği bariz bir şekilde duyuluyor.

Üstelik kendi cenahlarından olan Fatih Portakal bile Ordu'da yaşanan olayın ardından ilk görüntüleri yayınlamış ancak haberi sunarken "İmamoğlu'nun valiyle ilgili bir sözü var biz o sözü vermedik. Hakaret içeren bir söz" demişti.

Portakal, son haber bülteninde ‘’görüntüler var. Kulaklarımın ne duyduğunu ben biliyorum’’ diyerek İmamoğlu'nun VIP’teki sözlerini yeniden gündeme getirdi, görüntüyü neden yayınlamadığını açıkladı. "O görüntüyü ben izlememiş olsaydım, o cümleleri etmezdim. 6 Haziran günü o hakaret ettiği cümleleri kurarken gerçekler üzerine bunu söylüyordum. Kulaklarımın ne duyduğunu ben biliyorum" şeklinde konuşmuşken daha ne diye inkâr ediyorsun ki İmamoğlu anlamış değilim...

Hem İmamoğlu’nun ne işi var lüks jetlerde, yok bilmem VİP lerde. Sormazlar mı sana ‘’hani lüksü israfı bitirecektin’’, ‘’hani senden bizden yani halktan biriydin’’?

 Bence, İmamoğlu İsmail Küçükkaya’nın sorusuna doğru cevap vererek hakaret ettiğini kabul etseydi ve sonrada kamuoyundan ve milletten özür dileseydi çok daha iyi olurdu. Belki bu davranışı sandığa bile yansırdı kim bilir?

Ortak Yayına Dair Birkaç Söz:

Yayına tedirgin başlayan Binali Yıldırım,yılların üzerinde olan yorgunluğunu gizleyemedi. Daha sonra kendini toparlamış ve sorulara çok net cevaplar vermiştir. Ancak İBB’nin israf meselesine fazla girmemiştir. Çünkü İBB de israf çok ama çok fazla!!!

Ekrem İmamoğlu ise yayına çok rahat başlamış, gelen sorular üzerine çok gerilmiştir. Hatta bu durum beden diline yansımıştır. Hatta öfke kontrolünü bile zaman zaman kaybetmiştir.

Moderatör İsmail Küçükkaya ise bence yayını çok güzel ve tarafsız yönetmiştir. Sosyal medya da her iki cenahtan da linçe uğraması haksızlığın daniskasıdır.Küçükkaya elinden gelenin en iyisini yapmıştır.

Şu konu da dikkate değer bir ayrıntıdır. Binali Yıldırım yayına gelirken konvoy ile (korumalar, partililer) gelmiş, Ekrem İmamoğlu ise yalnız kendi makam aracı ile gelmiştir. Yayına gelirken konvoya neden gerek duyuldu anlam veremedim!!!