6.03.2020 15:20:31

Aynur YAVUZ

Bombardımandan iki gün sonra, tesadüfen enkazların altında bulunan bebeğin, yokluğunu kimse fark etmemişti.
Büyük insanların yaptığı tahrip gücü yüksek silahlar üç yaşındaki bebeğin, annesini babasını, tüm aile ve akrabalarını ve vatanını alıp götürmüştü. 


Artık ona herkes  yetim diyecekti.
Geceleri titrediğinde kimse ona "üşüdün mü? " diye sormayacak,
ateşlendiğinde, ateşini kimse annesi gibi dudağı ile ölçmeyecekti. 
Çadırların arasında kaybolduğunda, yokluğunu kimse fark etmeyecek, acıktığı zaman, ekmek kuyruğuna girince, un bitti diyecekler, ama  ağlamayacaktı.
Biliyordu ki gözyaşları'nın da sahibi yoktu. 
Çünkü onun adı "YETİM" di!....

 

Annesinin sıcaklığını annesine benzeyen teyzelerde arayacak, belki "gel'" diyecekler diye umutla bütün şirinliği ile saf, saf yüzlerine bakacaktı. şefkatle uzanan bir el'i hasretle tutacak, kendisini bağrına basan bir teyzede annesinin kokusunu arayacaktı. 

 

Küçücük ayakları ile bilinmeze gider gibi dolaştı enkazların arasında. 
Kimse onu farketmedi. Çünkü tam bir  can pazarıydı orası, mahşer yeriydi herkes kendi derdine düşmüş, evlat anasını, ana yavrusunu, baba ailesini arıyordu. Elleri ile kazıyordu toprağı  kocaman amcalar, teyzeler nineler... 
Çığlıklar gecenin ayazına karışıyor, rüzgar'ın sesi çığlıkların arasında kayboluyordu. 

 

Küçücük çocuk dolandı durdu yıkılan binaların arasında.  
Karanlıkta her duyduğu ses'e kulak kesildi! dikkatle dinledi. Önüne çıkan silüetlerde annesini, babasını aradı. Yoruldu, acıktı, çok üşüdü. 


Ağzından cılız bir ses çıktı, "Anne," dedi, "Baba" dedi, sırtını dayadı bir ağaca, daldıııı!!! gitti uzaklara. 

Sabah gün ağarırken bir adam koşarak geldi enkazların arasından. Gözlerinden sicim gibi yaşlar akıyordu. 
Kucağında sımsıkı tutuğu çocuğu yavaşça yere bıraktı, "donmuş!" dedi, "ölmüş!" dedi yığıldı kaldı oracığa... 
Buz gibi hava dahada soğudu.


Diller lal oldu sustu, hıçkırıklar boğazlarda hapsoldu ses olup çıkamadı. 
Arkalalardan bir ses yükseldi. 
"Allahu Ekber" "Ne mutlu cennet kuşu oldu, şehitlerine kavuştu" 

 

Ah çocuk ah!
Dünyaya zuhur edişin gürültülü  olmuştu. Yukardan bombalar yağarken annen saklandığı sığınakta seni dünyaya getirmişti. 
İlk duyduğun ses; kulağına okunacak olan ezan sesi yerine, rejimin attığı bombaların sesiydi. 
Gidişin de çok sessiz oldu be çocuk! 

 

Yokluğunu hiç kimse farketmedi. 
Ağırlaşan göz kapaklarını son bir gayretle açıp o güzel mavi gözlerinle kimlere baktın!? 
Yüzüne inen o tatlı gülümsemenin sebebi karşıdan gelen annen miydi yoksa?
Ah be çocuk!!! Yürekleri yaksan, kavursan da acımasız, zalim dünyadan çabucak kurtuldun. 
Cennet kuşu oldun... Kanatlandın uçtun... 
Varsın bu dünya zalimlerin olsun. Suriyeli ise bırakın ölsün diyenlerin olsun! 
insanlıktan nasibini almamış katılaşmış yüreklerlerin olsun! 

 

Üstad Necip Fazıl, ne güzel söylemiş...
"Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber!" 


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.