15.01.2019 13:19:18

İrfan ERMİŞ

 

Sosyal medyadan beni takip edenler görüyordur, kanser hastalarının üyesi olduğu bazı derneklere ben de üyeyim. Çünkü beş yılı geçti, akciğer kanseri ile mücadele ediyorum.

Gerçi bir takım dostlarım bu tür yazılar yazmamdan rahatsız oluyorlar ve diyorlar ki; “Yazdığın o yazılar bizi üzüyor çünkü biz seni seviyoruz...”

Ben buna benzer yazıları; dostlarımı üzmek için değil, her sağlıklı insanın, her an başına gelebilecek bu lanet olası hastalıktan korkmamaları için yazıyorum.

Yani kısmen de olsa moral vermek niyetim!

Yukarıda belirttiğim gibi kanserlilerin yoğun olduğu bazı derneklerin sosyal medyada ki yazışmalarını okuyorum ve bir çoğuna kızıyorum, bir çoğuna da acıyorum.

Kızdıklarımdan başlayayım, kişi kanser olmuş, çare ararken yazdıklarına bakıyorum.

İsyan var, çaresizlik var ve en önemlisi umutsuzluk var.

İşte buna kızıyorum.

Umutsuzluk kişiyi kanserden daha önce öldürür. Umutsuzluk birden öldürmez de süründüre süründüre öldürür. Kansere çare var ama umutsuzluğuna kesinlikle yok!

Bazı hastalar ya da hasta yakınları kendileri gibi hastalara, akılları sıra “Bir faydamız dokunur...” belki diye olur olmaz ot, sap, saman, uyduruk koca karı ilaçları tavsiyesinde bulunuyorlar. İşin garibi buna inananlar da azımsanmayacak kadar çoklar.

 

***

 

Bir diğer konu ise, ipten saptan adamların, umutsuzluğa düşmüş hastaları rant kapısı olarak görmesi. Her gün onlarca kişi çıkıyor ve “Kansere çare buldum” diye umut tacirliği yapıyorlar. Olur olmaz ilaç tavsiyesinde bulunuyor. Buradan herkese tavsiyem, bu tür şarlatanlara inanmayın, doktorunuza itimat ediniz.

“Bitkisel tedavi” diye bir şey yok, sadece direncinizi artıran ve diri durmanızı sağlayan bir takım otlar var. Onları da nasıl bir ot olduğunu “Eşşekten düşenden” öğrenin.

Bende çeşit çeşit otlar yedim, fenni tıpı destekleyen bir çok yan tedavi şekilleri ile yakından ilgilendim ama bunların neler olduğunu buradan yazamıyorum çünkü bana iyi gelen başka hastalara iyi gelmeyebilir.

Hasta iyi olur Allah’tan, kötü olur benden bilinmesin diye düşünüyorum!

Şu anda bu yazıyı da İstanbul Yedikule Araştırma ve Göğüs Hastalıkları Genel Cerrahi Hastanesindeyazıyorum.

Bir diğer tavsiyemde, kesinlikle devlet hastanesinden şaşmayın.

Özel hastaneler resmen para tuzağı!

Bu konularla ilgili yani yaklaşık beş yıl süren kanserle mücadele serüvenimi anlattığım bir kitap yazıyorum, inşallah daha faydalı bilgileri kitaptan okursunuz.

Kitabımı Kasım sonuna yetiştirmeye çalışıyorum, inşallah planladığım gibi yetiştiririm.

Herkese sağlıklı günler dilerim...

   

 

   

 


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.