20.02.2024 11:12:00

Lütfiye AYDIN BİKE


     "Urfa dağlarında gezer bir ceylan. 
Yavrusunu kaybetmiş ağlıyor yaman.
Yavrumun derdine bulmadım derman" dizeleri hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.

 

   O bir babaydı! 
   Gözünün nuru avcıların elindeydi. Yana yana karanlık gecede, karanlık ellerin pençesine düşmüş oğlunu arıyordu.

 

    Belli ki hala mancınıklardan ateş yağıyordu. Beli ki Nemrutlar yakacak İbrahim arıyordu. Bir baba Miraç gecesinde ellerini arşa kaldırıp tek kuzusu için "Dört kolla gelsin" diye sicim sicim ağlıyordu.

 

    Bir davetle peygamberler diyarı, nice peygamberlerin yadigarı olan Şanlıurfa'ya gittik. Şanlıurfa deyip de geçmeyin, buram buram peygamber kokar. Ayn Zeliha gölü, Halil-ür Rahman nağmeleri ile akar. Eyüp peygamber sabırla tüm dertlere deva bakar. Hz. Adem, Hz. Musa, Hz. Şuayb, Hz Davut vedahi nice sultandan süzülen bereket Harran’dan akar. Havva annemizin ektiği buğdaydan, Sâre annemiz, Halil İbrahim sofraları için ekmek yapar. Hayati Harrani Hazretleri çok naiftir, her gelenin yakasına dünyada eşi olmayan karagül takar. Saklı hazine gibi kıymetli ve sırlı bir şehirdir Şanlıurfa.

 

          Şanlıurfa Türkiye'nin en genç nüfusuna sahip, lakin nemrutlar hiç boş durmuyor. Asrın ateşi olan uyuşturucu sadece gençleri değil, aileleri dahi esir alıyor. Kadınların eğitimden ve üretimden uzak tutulması ile toplumun anneleri yani öğretmenleri bilinçsiz ve eğitimsiz hale geliyor. Ne üzücüdür ki tarihe nam salmış bu kadim şehrin emniyetsiz ve güvensiz olduğu söyleniyor.

 

      Miraç gecesinde dergah caminin üstündeki tepeden şehrin manevi havasını izlemek için arkadaşlarımızla biraz da tedirgin yola çıktık. Tam şehrin manevi havasını izlerken arkamızdan gelen ayak sesleri ile irkildik. Korkmayın sesleri hemen yükseliverdi "Biz polisiz sizi dua ederken gördük buralardayız rahat olun demek için geldik" dediler. Onlar vatana, biz onlara dua ettik. Yeniden bir ayak sesi ile daha irkildik, elinde bir metre sopayla bir beyefendi yaklaştı, Polislerin yanına gitti, sonra cebinden bir resim çıkarıp polislere gösterdi. Sonra bize döndü "Bu Miraç gecesinde ben dua edeceğim siz amin diyin" dedi ve oğlunun resmini gösterdi. "Bu benim tek oğlum, annesi hasta arabada bekliyor. Ona her şeyi verdik, ama o gitti yine uyuşturucuya müptela oldu. Günlerdir eve gelmiyor, şimdi amin deyin de sabah dört kolla eve gelsin" dedi.

 

      Nice dağılmış aileler, nice yetimler,  nice biçare analar gördük. Cahiliye adetlerinin arasında kaybolmuş kadınların, genç kızların ahlarıyla yanıp yanıp söndük.

      Herhalde dualarımız kabul oldu ki Şanlıurfa'dan gelen bir çağrı ile yollara koyulduk. 120 tane kız çocuğumuzun eğitim gördüğü Kur'an kursu maddi yetersizliklerden dolayı kapanmış, 50 hafızımızın eğitimi yarıda kalmış.

 

      Rabbimiz ikram eyledi Eyyübiye müftüsü Osman Toprak beyin de destekleri ile kurs binasını tamamlama çalışmalarını başlattık. İnşallah yakında eğitimleri de başlayacak.

 

     Ayrıca Müftü bey içimizi umuda salan, yarınların müjdesini veren çalışmaları ve eğitim merkezlerini bir bir tanıttı. Sabır ve Tevhid Külliyesi’nin yüzlerce gencin elinden tutacağı şimdiden belliydi. Biz inanıyoruz Allah karıncaların azmi ve duası hürmetine nemrudun ateşini yeniden gül bahçesine çevirecek.

 

      Bir duamız daha var, kadınlar için bir eğitim ve etkinlik evi kurmak ve her odasına bir annemizin ismini koymak istiyoruz.

      Hz Sâre, Hz Meryem, Hz Hatice, Hz Asiye, Hz. Hacer, buram buram ana koksun.

 

     Her odada bir sandık, sandığın içinde harf harf işlenmiş, ayet ayet süslenmiş paha biçilmez bir çeyiz olsun. Şu ümmetin öksüz kızları annelerinin mirasını açıp açıp okusun. Hayat kilimlerini hep onların nakışlarıyla dokusun.

           Lütfiye Aydın Bike


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.