Milli ve Manevi değerlerimiz, inanç sistemimiz, ahlaki normlarımız tarihimizin hiçbir evresinde içinden geçtiğimiz süreç kadar dejenerasyona uğramamış, bu denli tehdit edilip, ayaklar altına alınmamıştı..

Zira atalarımız bir toplumu sağlam bir biçimde ayakta tutan yegane gücün örf, adet, gelenek ve göreneklere, milli ve manevi değerlere ve ahlaki kurallara sıkı sıkıya bağlılık olduğunu çok iyi biliyor ve bu hususta asla taviz vermiyor aşırılıklara, sapkınlıklara zinhar müsaade etmiyorlardı.. 

İçinde yaşadığımız çağın çılgın bir sel gibi getirdiği, insanlığı adeta hudutsuz yaşamın zifiri karanlığında boğup, yok etmeye yönelik hedonist hayat felsefesi, maalesef ülkemizde de mayalanıp kendisine ciddi bir yer edinme yolundaki  erozyonuna son hızla devam etmektedir. 

Gün geçmiyor ki toplumsal ahlakın topyekun çökmesine yönelik yeni bir hamleyle karşı karşıya kalmayalım..

Bir zamanlar cemiyet hayatının her açıdan temiz bir şekilde yaşandığı güzel coğrafyamızda bugün her türden pespaye fiiller normalize edilerek, rahatça işlenir hale getirilmiş, yeni nesillere yörüngeleri kaybettirilmiş, evlilik öncesi gayri meşru ilişkiler ve evlilik sonrası aldatmalar olağanlaştırılmış,, eşcinsellik özgürlük olarak addedilmiş, genç dimağlara hedonizmin salt hazzı önceleyen ve önemseyen zehirli tohumları ekilmiş ve nesillerimiz kahir ekseriyetle bu azgın sele kapılmış, narsist, materyalist, hedonist, egoist bireyler olarak adeta dalından koparılmış başıboş bir yaprak misali nereye gittiğini bilmeden umarsızca oradan oraya savrulur hale gelmiştir.

Hal böyleyken ve apaçık her şey ortadayken bu gidişata bir dur demeyen, en az bu gidişatı başımıza saranlar kadar sorumludur...

Mesela toplumsal ahlakımıza, aile yapımıza aleni bir sabotaj olan LGBT örgütünün hiçbir ahlaki kalıba sığmayan rezaletlerine, sapkınlıklarına göz yummak nasıl bir akıl tutulmasıdır..?

Üstüne üstlük toplumsal inançlarımızla, medeniyet kodlarımızla, değerler örüntümüzle asla örtüşmeyen bu sapkın örgüte kol kanat geren, özgürlük paravanıyla sahiplenen ve meşrulaştırmaya uğraşan siyasetçiler, akademisyenler, sözde aydınlar ve birçok STK’lar  ne yaptıklarının, neyi desteklediklerinin ve toplumu nasıl bir felakete sürüklediklerinin farkındalar mı? 

Bir TV programında LGBT haklarını savunan ve bundan dolayı örgüt tarafından kendisine fahri üyelik verilen Chp Genel Başkanının gene bu örgütü normal gösteren açıklamalarda bulunan İyi Parti  Genel Başkanının ve yine  Hdp’li vekillerin  bu ahlaksız örgütü sahiplenici ve destekleyici sözleri ülkemiz siyasi tarihi açısından birer utanç vesikasıdır.

Gelinen noktada bu örgütün sinsi bir şekilde gayrimeşru zeminden meşruiyet zeminine ulaşma gayretlerini bir an evvel durdurmak, milliyetine ve maneviyatına bağlı, şuurlu ve ahlaklı her bir dava ehlinin sorumluluğu, yükümlülüğü ve mesuliyeti altındadır..

‘Cinsiyet Eşitliği’, ‘ Akışkan Cinsiyet’  ‘LGBT Hakları’ konu başlıklarıyla gündeme taşınan sapkın fiiller, egemen güçlerin  aile yapımızı ve toplumumuzu dinamitlemek adına sergiledikleri ve önlem alınmazsa ilerleyen süreçte başımıza çok işler açacak bir iğrenç oyundur..

Bu nesilleri saptırmaya, raydan çıkartmaya, eksensiz bırakmaya yönelik projeye karşı durmak asla ‘hürriyet düşmanlığı’ değildir..

Bilakis bu ahlaksız akıma karşı durmak ÖZGÜRLÜĞÜN TA KENDİSİDİR... Erdemli insan olmanın bir gereğidir...

Hürriyetin, özgürlüğün tanımı bu ahlaksız yapının iddia ettiği gibi her türden sapkınlığa müsamaha asla değildir..!

Hürriyet; evrensel ve toplumsal normlara, vicdanlara, ahlaki kurallara mugayir olmayan her düşüncenin, inancın, yaşam tarzının bir başkasının hududunu ihlal etmeden yaşanabilmesi, ifade edilebilmesi demektir..

AHLAKSIZLIK KESİNLİKLE HÜRRİYET DEĞİLDİR..!

Bu haseple milliyetine, mukaddesatına, kutsal değerlerine bağlı dava kardeşlerimle birlikte, bu ahlaksızlığı normalleştirmeye çalışarak toplum hayatımızı, aile yapımızı, yeni nesillerimizi dinamitlemeye çalışan örgütle ve yardakçılarıyla, bu örgüte özgürlük maskesi altında kol kanat gerenlerle mücadelemizden asla vazgeçmeyecek, kirli emellerini gerçekleştirmelerine biiznillah izin vermeyeceğiz..

Çünkü iyi biliyoruz ki; ahlakı çöken bir millet çözülmeye, yok olmaya, tarihten silinmeye mahkum olur..