14.02.2023 12:16:00

Lütfiye AYDIN BİKE

Bilir misiniz yer en büyük habercidir. Üzerinde gezenlere, yapıp ettiklerini bir bir haber verir. İçine ne attıysa şiddetle titreyerek dile getirir. 

 

      Her nekadar halk arasında depremler ceza diye bilinse de hakikat öyle değildir. Depremler Allah'ın birçok manada merhametinin tecellisidir. 

     Deprem bize bereket olarak gelir ama biz iki elimizle yaptıklarımızdan dolayı onu afete dönüştürürüz.  

 

      Depremler olmasaydı, madenlerimizin faydalarından bu kadar konuşabilir miydik? Depremler olmasaydı, sularımız bu kadar kıymetli, topraklarımız bu kadar bereketli olabilir miydi? 

 

      Dolayısıyla, yer her sarsıldığında bize ceza değil, yapıp ettiklerimizin haberini verir.  Gaflet, rehavet ve bencillik enkazlarının altında kalan insanlığımızı kurtarmak için, tevbeyi hatırımıza getirir. 

 

     İnkarcıları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; hakikate rağbet etmezler. Bunun için yüce kudret "Mümin'im" diye isnat edenleri uyarır. 

 

       Rabbimiz yüce kitabında, "Allah'ın buyruklarını umursamaz hale gelen şu insanların, kendi elleriyle yapıp ettikleri sonucunda karada ve denizde bozulma başladı. Bu şekilde Allah belki doğru yolu bulup uyanırlar diye yaptıklarının bazı kötü sonuçları ile onları uyayır" diye buyurur. (Rum -42) 

    Allah, her sarsıntı ile iman ettiğini iddia edip, hareketleri ile inkarı tasdik eden kullarına seslenir "Ey iman edenler, iman edin." (Nisa-136) 

      Bugün yer haber vermiştir ve bu haber tüm insanlara gelmiştir. Bu haberin birincisi müjde, ikincisi ihtardır.  

 

       Müjde enkazlar altında şehit olan kardeşlerimize ve onların sabreden yakınlarına gelmiştir. Mümkün müdür ki  merhamet kaynağından, enkaz altında ki küçücük yavruya ihtar gelsin? İnkarcıya vermediği cezayı ona versin? Onlara ancak cennetin müjdesi verilir. Yuvası ile beraber yıkılan anneye, ebediyette köşk ikram edilir. 

 

      İhtara gelince o hepimize gelmiştir. Allah bu haberden, herkese bir pay vermiştir.  Mümin'im diye isnat eden kullarına hal diliyle seslenmiştir. 

       Bu seslenişin vidanlarınızda yankılanışı şu şekildedir. Yüce kudret, evreni yasalara göre planlayıp düzene koydu ve bu düzen milyarlarca yıldır bir milim sapma olmadan sürüp gidiyor. Depremler, yanardağlar, fırtınalar, yağmurlar, buzullar, sıcak-soğuk iklimler, hepsi bize hizmet ediyor." 

 

     Biz ise toplumlar olarak düzeni bozduk. Allah'ın bize helal kıldığını harama çevirdik. Haddi aşıp, taşkınlık yaptık. Fitne çıkarıp, dağılıp parçalandık. Tartıyı bozup, haksız kazancın peşine düştük. Yaptığımız işe hile kattık. Sözü emin olmayanın, kalbi mümin olmaz, doğruluğumuzu tamaha sattık. 

        

       Şimdi ne mi olacak, akledenler "Geri çevrilmesi mümkün olmayan kıyamet günü gelmezden evvel, ihtarı duyacak. Tövbelerin en samimisi ile huzura varacak. Sağ elini sol yanına vurup, hak ve adaletten yana düzen kuracak. 

 

       Akıl etmeyenler ise sözleri fersiz, hali tesirsiz boş boş konuşup duracak vesselam.


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.