16.12.2019 16:28:43

Mehmet TAZEOĞLU

Temel, arkadaşı Dursun ile yolda yürürken birden duruverir. Dursun "Hayurdur Temel uşağum, neden durduk?" diye sorunca, bizim
Temel derin bir ah çeker ve bir kaç metre ötede önlerindeki muz kabuğunu göstererek; "Eyvaah uşağum, görmüyor musun önümüzdeki muz kabuğunu daa? Birazdan YİNE bu muz kabuğuna basup da düşeceğuz, yine kafamuz yarulacak!” der...


Aslında mühim bir mevzuyu anlatırken, böyle bir fıkra ile giriş yapmanın çok da doğru olmadığını biliyorum ama, bu fıkrada verilen mesajla anlatmak istediğim mevzu çok örtüşüyor.
Toplumumuzun hemen her kesiminde “Öğrenilmiş çaresizlik” o kadar yaygın bir hale gelmiş ki; kimsenin bu durumu düzeltmekle ilgili çabası da yok sanki... Belli ki Temel daha önce muz kabuğuna basmış ve düşüp kafasını kırmış. Şimdi ise muz kabuğunu gördüğü halde; YİNE basıp da düşeceğine o kadar emin ki, basmamayı ya da onu yerden alıp çöpe atmayı akıl edemiyor...


Her gün Televizyonlarda, Radyolarda hatta daha bir çok mecrada ülke meselelerine dair konular anlatılır, yazılır, çizilir ve tartışılır. Ama nerdeyse hiç birinde ileriki zamanlarda yapılması gerekenler veya öngörülen muhtemel hadiseler değil de; OLMUŞ VE YAŞANMIŞ OLAYLAR anlatılır ve uzun uzun tartışılır.
Deprem, sel, orman yangını vb gibi tabiat olaylarının ardından onlarca uzman yaşanmış bu olaylar üzerinden konuşurlar. Yaşanan terör olaylarının ve askeri operasyonların hemen ardından da onlarca uzman yaşananları enine boyuna konuşur ve tartışırlar. Ne yazık ki yoğun işleyen bir kavşakta, onlarca trafik kazası olmazsa, kavşakta bir rehabilitasyon ve düzenleme olmaz, bir caddede onlarca yayaya araçlar çarpıp kaçmadan üst geçit yapılmaz, çarpık yapılaşma sonucu onlarca evi su basmadan Belediyeler imar tedbiri almaz, televizyon programları ve dizilerinde ahlaki çöküntülere neden olan programların etkisiyle, aileler ve bilhassa çocuklar travma yaşamadan RTÜK gereğini yapmaz, vesaire vesaire...


Gazete köşelerinde tekrar tekrar yazılıp çizilen mevzular da, siyasi oturum ve tartışmalar da genellikle böyledir. İleriye yönelik projeler konuşulmaz, geleceğe dönük PROJEKSİYONLAR TUTULMAZ; varsa yoksa, şu şöyle dedi, bu böyle dedi. Mesela bu ülke, 15 Temmuz hain darbe girişimi gibi ciddi bir badire atlatmasına rağmen; böylesine ciddi bir hadise bile, FUTBOL TARTIŞMALARINA YA DA MAGAZİNE DÖNÜŞTÜRÜLEREK ADETA


SIRADANLAŞTIRILIYOR... Benzeri durumların yeniden yaşanmaması için alınacak TEDBİRLER yerine, iyice ANALİZ edilip geleceğe ışık tutmasını sağlamak yerine; moda olmuş bir söylem ve düşünce ile bir savunma mekânızması almış başını gidiyor; "SANKİ BU CEMAATE GİRMEYEN Mİ VAR, BULAŞMAYAN MI VAR?" DİYEREK NORMALLEŞTİRİLİYOR..
Geçmişi ve yaşananları konuşuyoruz, tartışıyoruz peki ya ilerisi için ne yapıyoruz?


Mesela FETÖ ile nasıl MÜCADELE ediyoruz? Yeni bir paralel yapı oluşmaması için yaşadıklarımızdan ders çıkartıp nasıl bir tedbir aldık ya da alıyoruz? YAZARLARIMIZ, AKADEMİSYENLERİMİZ, SİYASİLERİMİZ, BÜROKRATLARIMIZ, hatta VATANDAŞLARIMIZ belki de geleceğe yönelik projeksiyon tutma konusunda, hatta Fetö ile mücadelede en az bizim Temel kadar FERASET, BASİRET ve ÖNGÖRÜYE sahip olmamalı mıdır?... Eğer muz kabuğunu görmeden üstüne basmış da düşmüşseniz; elbette dikkatli olmalısınız. İhtimaldir ki yine görmez, yine basıp düşer ve yine kafanızı kırabilirsiniz... Tabi ki Temel fıkrasında olduğu gibi öğrenilmiş çaresizlikle, göre göre, bile bile kabuğa basmayacaksınız elbet...


Gelelim millet cephesine, vatandaşın ilgi ve algısına. Eğer aydınlarımız, yazar ve çizerlerimiz halkı yeterince aydınlatır, işin adap ve edebini muhafaza ederse, halkımız FERASETİYLE düzgün siyasetçi ve yöneticilerini seçerse; siyasilerimiz ve yöneticilerimiz de BASİRETLİ kararlar verip ülkeyi geleceğe taşıyacaklardır...
Teşbihte hata olmaz derler; BASİRETLİ ve FERASETLİ olmak deyince, aklıma hemen UÇAK MOTOR parçalarının bakım ve değişim disiplini gelir. Diğer ulaşım araçlarının aksine, uçak helikopter gibi hava araçlarının bakım periyotları daha bir disiplinlidir. Bilhassa motor parçalarının değişimleri kullanılma süresine bağlıdır. Her bir motor parçasının saati dolduğunda, aslında sapasağlamdır ama değişimi de yapılır. Çünkü arıza yapınca ya da kırılıp dökülünce değişim demek; Allah muhafaza uçağın düşmesi demektir.


Bir ülkenin de akarsuyu, ormanı, toprağı, havası vb bütün zenginlikleri uçak motor bakımı disiplini gibi ele alınmalıdır ki; kaybetmeden önce değeri bilinsin ve ülkenin insanları bu kaynaklardan azami ölçüde faydalansın. Ülke basiret ve ferasetle yönetilsin ki; yaşanan olumsuzluklar bir daha yaşanmasın. Varolan zenginliklerimiz ve güzelliklerimiz de tekrar tekrar yaşanabilsin, gelecek kuşaklara aktarılabilsin... Kalın sağlıcakla...


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.