28.03.2020 13:26:13

Lütfiye AYDIN BİKE

Evlerden taze ekmek kokuları yükseliyor. Haydin namaza diyor bir ses, koşuşturmalar gülüşmelerle şenleniryor kahvaltı sofraları. Fırından yeni çıkmış sıcak ekmeği yanan elleri ile bölerken, birbirlerine bakan gözler fısıldıyor gerçeği. "Çok şükür sıcak yuvamızdayız". 

 

Meğer nede çok özlemişiz yuvamızı, ailemizi.
Meğer nekadar çok özlemişiz, yoğun olmayan, stresli olmayan, hırsı olmayan, sinirli olmayan, bizimle olan Babamızı.

 

Meğer nekadar çok özlemişiz, günleri olmayan, programları olmayan, işleri olmayan, iş yönetmesini bilmeyen ama, yemek yapmasını bilen Annemizi.

 

Meğer nekadar çok özlemişiz, ben dışarıdayım deyip de, nerede olduğunu bilmediğimiz, eve geldiğinde sessizce odasına çekilen, konuşmasına hasret kaldığımız Çocuklarımızı.

 

Meğer ne kadar özlemişiz, marka'ları en'leri, moda'ları değil de, hamur mayası istediğimiz, sade, yalın komşularımızı.

Meğer ne kadar özlemişiz, haydın tatile gidelim, İngiltere, Amerika, maldivler, bodrum, alanya diyenleri değilde, "haydin Köyümüze gidelim" diyen eşdostumuzu.

 

Şimdilerde anlıyoruz annelerimizin, kullanılmış buzdolabı poşetlerini neden yıkayıp mutfak tezgahının duvarına astığını. Şimdi anlıyoruz, bir musibetin, bin nasihatten daha evlâ olduğunu.

 

Yada şöylemi desek, "Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" 

 

Bahsedilen nimetlerin kıymetini bil. Evsiz olan milyonlarca insana karşı şımarık çocuk edasıyla sıkıldım deme. Evde kalki yuvan olsun, yoksa viran olur.

 

EVDE KAL


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.