Dumansız ateş belki de hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı. Tüm insanlığı etkileyecek hamlelerin ayak seslerini duyuyoruz. Şimdiye kadar sanala bağımlı ve bilinci kapalı, hatırı sayılır kalabalıkta insan kitleleri oluşturuldu.
Dünyada ki, hemen hemen herkez, iletişim aracı olarak sanal ağı kullanırken, her iki kişiden birininde sosyal medya hesabı var. Çocuklarımızın ise tamamı sosyal medyayı aktif olarak kullanmaktadır. Çocuklar bu dumansız ağın içindeyken kendilerine yakın olan vesvesenin ve tehlikenin farkında değiller. Anlık haz veren, hayatı kolaylaştıran bu dumansız ateş, mesafe korunmadığı takdirde hem ruha hemde bedene kalıcı hasarlar verir, tabiri caizse yakar.
Dumansız Ateş, çocuklarımızın Dini, milli ve kişilik oluşumunu olumsuz etkiler, mahremiyet duygusunu geliştirmez, sanal muhatablarla kandırılma ve suitimallere açık hale gelir. İradesi yönlendirme ve sömürülmeye musait olur. Emeksiz ve sanatsız popiler olma, yanlızlık, hareketsizlik, yetersizlik, suskunluk ve bunun gibi daha bir çok şeye maruz kalır. Beyin hücreleri ve algısı milyarlarca sesle, görüntüyle dolarken, bizim ikaz seslerimiz çok cılız ve tesirsiz kalır. Tamda hammaddesi dumansız ateş olan şeytanın istediği gibi.
Bizim seslerimiz neden tesirsiz kalır bilir misiniz. Seslerimizin tesir ettiği zamanda, kendi iletişimimizi kesip, onları oyalamak için, bilinç altlarını, bizim dışımızdaki yüksek ekolu seslerle ve gerçek olmayan görüntülerle doldurduğumuz için.
Dumansız ateş nemidir, Dumansız ateş şeytanın hammaddesidir. Bu yolla insan oğlunun hem ruhuna hemde bedenine ulaşmaya çalışır.
DUMANSIZ ATEŞ ŞEYTANIN EN TESİRLİ YOLUDUR, görünmez, işitilmez, kokmaz, hissedilmez. Hazla uyuşturup, sinsice yakar.
Ateşe, zarar görecek şekilde yaklaştığımızda tesirini hemen görüp, yandım diyerek uzaklaşıp kendimizi koruyabiliriz.
Dumansız ateşe, zarar görecek düzeyde yaklaştığımızda, ateşini, göremediğimiz, sesini işitmediğimiz, kokusunu alamadığımız için, kendimizi ancak ilim ve bilim yoluyla koruyabiliriz.
Dumansız ateş ben odaklıdır, hazzı ise ruhadır. Çekim gücü çok yüksektir, anlık haz verdiği için bağımlılık yapar ve bilinci kapatır.
Örnek verecek olursak, odun ateşli fırınla, mikrodalga fırın gibi. Dumansız ateşe yüzlerce binlerce örnek verilebilir, Elektirik gibi, Manyetik dalgalar gibi, Eloktromanyetik sinyaller, vb. gibi.
Dumansız ateş olan şeytan, vesveselerini yaymak, insanlığın fıtratını bozmak için, kendisine yaklaşanlara, Eloktromanyetik sinyalleri, insani istasyonları ve vericileri yaymasını fısıldıyor.
Dumansız ateşin internet yoluyla verdiği anlık hazla, öyle hale gelinir ki, kendi çocuklarımızı koruyamaz, irademizi kullanamaz oluruz. Çocuklarımız ise, anlık aldığı hazla, bilgisayar oyununun başında, bağımlı ve bilinci kapalı bir şekilde, sanal dünyanın içinde yaşamaya başlar ve aynı evin içinde, ayrı dünyalarda yaşarız, Bir bardak suyu bile birbirimizden mesaj yoluyla isteyecek, trajikomik durumlara düşeriz.
Tüm yasalar iki görünmeyenin izlerini işaret eder. İnsan oğlu aklı ve iradesi ile yol alıp, hangi ize yaklaşılırsa, o yol ile fıtratı şekillenir. Onun içindir ki ilahi emir yapma değil, "YAKLAŞMA" der.
Günümüzdeki musibetlere, ve komplolara bakacak olursak, bu olanlar, insani aklın, veya üst akılların iz ve işaretleri değil, tamamen dumansız Ateş olan şeytanın işaretleridir.
Arzu ettikleri hedefe giden yol ise, dumansız ateşin ağları ile örülmüş bir yoldur.
Bu sesler, Şeytanın, kendisine yaklaşanlarla beraber organize ettiği bir sistemin ayak sesleridir. Kolaylaştırıcı, bağımlı hale getiren ve haz odaklı bir sistemdir. Bu sistem insani iradeyi bitiren, ahlaki değerleri sıfırlayan, aile yapısını ortadan kaldıran, karanlık bir sistemin ayak sesleridir. KARANLIK İSE IŞIKTAN UZAKLAŞTIĞIMIZ YERİN ADIDIR.
Şeytan aldattığı için sinsice vesvese verir, Allah, ise apaçık bir şelikde tüm karanlıkları, aydınlatan Kur'an la seslenir.
Eğer tüm bu oluşumlardan rahatsız olan bir ruh ve iman taşıyorsak, bütün bu karmaşık hadiselere, komplolara, teorilere, üst akıllara, alt akıllara karşı yapacağımız tek hamle, mümkün olduğu kadar UZAKLAŞMAK ve YAKLAŞMAK'tır.
Allah kendine yaklaşanı, gerçeğe ulaştırır.
(Rad 27)
Yaklaşmak derken Kur'an'ı 1001 kere okumak ile değil, Kur'anı sonsuz kere yaşamak, son nefesimize kadar yaşamak ile vesselam.